Advertisement

Main Ad

Akdenizi gezdiniz mi ?

 Ülkemiz de 81 şehir ve bunların içlerine gizlenmiş adet birer saklı cennetler bulunmaktadır. Bir o kadar da gizli kalmış gün yüzüne çıkmayı bekleyenler var. 81 Şehrimizi adeta kendine ait iklimi kendine ait kültürü ve kendine ait konuşmalar , yemekleri , kültürü , saymakla bitmez. Saymakla bitiremeyiz birini yazmak istesem bir diğeri daha güzel başka bir şehir daha harika , inşallah bu yazımızda akdeniz bölgesinde bulunan şehirler ve gezilecek ve görülmesi gereken yerleri keşfedeceğiz. Akdeniz de gidilmesi geren 17 yer güzellikler. Akdeniz gezilmeli



Aspendos Antik Tiyatrosu  - Serik / Antalya 

Günümüzde açık hava gösterileri ve film gösterimleri yapılan, çok iyi korunmuş Roma tiyatrosu.
Bu yüzden de Antalya’da en çok ziyaretçi alan yerler arasında. 12 bin kişiyi ağırlama kapasitesine sahip tiyatroda günümüzde hala Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali gibi önemli etkinliklere ev sahipliği yapıyor.




Düden Şelalesi, Kepez


Düden Şelalesi, Antalya şehir merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıktadır. Kaynağını Kepez Hidroelektrik Santrali'nden alır ve Düdenbaşı denilen noktada yeryüzüne çıkar. Düden Çayı boyunca iki kola ayrılır.
Akan suyun sesini dinlemek ve Antalya’nın sıcağında biraz olsun serinlemek için tercih edebileceğin şelale çevresinde piknik yapabileceğin alanlar bulunuyor.
Yükseklik  : 40 M


Kaputaş Plajı, Kaş Antalya


Kaputaş Plajı, Kaş ile Kalkan arasındaki sahil yolu üzerinde bulunan kanyon ağzı plajı. Yer altından akmakta olan suyun deniz kıyısında kumlar arasından süzülmesi sonucu suyu genel olarak serin ve turkuaz rengindedir.




 Karayolundan 187 basamak inilerek plaja ulaşılır.
Plaj turkuaz rengi ile meşhurdur. Denizin rengi sürekli değişmekte olduğu için tatiliniz farklı zamanlarda farklı görsel şölenle süslenmektedir.


Patara Plajı, Kaş Antalya


Patara Plajı, Patara antik kenti yakınında bulunan ve bu bölgedeki en büyük plajlardan biridir. Patara kumsalı, çevredeki kumsallara göre daha uzundur. 



18 km uzunluğundaki kumsalın derinliği yer yer 200-300 metreye ulaşır. Kumu ince, denizi sığdır

Patara Plajı’nın en önemli özelliği caretta carettaların yumurtalarını bıraktıkları plaj olması. Bu nedenle de koruma altına alınmış ve saat 20.00’a kadar plaj halkın kullanımına açık. Sonrasında plajın sahibi caretta carettalar plajın keyfini çıkarıyorlar.
 

Cennet Cehennem Mağaraları, Silifke Mersin





DOĞAL VE TARİHSEL GÖRSEL BİR ŞÖLEN

Silifke İlçe Merkezinde 25 km mesafede Antik Narlıkuyu Limanının 2 km kuzeybatısında, Korykos'uın (Kızkalesi) 5 km batısında yer almaktadır. Yer altı sularının uzun yıllar boyunca kireç tabakasını eriterek içerisindeki suyun boşalması ile altı oyulan tavan yapısının çökmesiyle meydana gelmiş doğal (obruk) oluşumlardır.

CENNET OBRUĞU

Doğal yollarla oluşmuş iki doğa harikasından biri olan elips şeklindeki cennet obruğun ağız kısmının açıklığı 250 x 110 metredir. Derinliği 70 metre olan oluşumun taban kısmının güney tarafında 200 m uzunluğunda ve en derin noktası 135 m olan büyük bir ınağara girişi vardır. Mağaranın giriş kısmında dikdörtgen planlı, blok kesme taşlarla yapılmış küçük bir kilisebulunmaktadır. Kiliseye basamakla ulaşım sağlanmaktadır. Obruğun taban kısmına 450 basamakla ulaşılmaktadır.

CEHENNEM OBRUĞU

Cennet obruğunun 75 m kuzeyinde yer almaktadır. Ağız çapı 75x50 ölçülerindedir. Obruğun dış kenar kısımları iç bükey bir oluşuma sahip olduğundan söz konusu çöküğe inmek mümkün değildir. 128 metre derinliğe sahiptir. Yunan Mitolojisine göre Zeus alevler kusan yüz başlı ejderha Typhon’u buradaki bir kavgada yendikten sonra onu Etna Yanardağı’nın altına sonsuza dek kapatmadan önce bir süre Cehennem çukurunda hapseder.



MERYEM ANA KİLİSESİ

Cennet Obruğunun içerisinde yer alan mağaranın giriş kısmında blok kesme taşlardan, dikdörtgen planlı düz damlı olarak doğu - batı şeklinde inşa edilmiştir. Yapının kuzey ve güney uzun kenarlarında altışar adet kemerli pencere açıklığı mevcuttur. Kilisenin batı kısmında kalan giriş kapısı üzerinde yer alan dört satırlık yazıttan kilisenin Paulus adında dindar bir şahıs tarafindan Meyvem Ana'ya itafen yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Kilisenin doğu kısmındaki apsisi ile bu apsisin iki yanında bulunan keşiş odalarının üzeri kubbe ile örtülüdür. Apsisin kubbesi ve iç duvar kısımları fresklerle süslenmiş durumdadır. Fresklerde Hz. İsa ve havarileri işlenmiştir. Kilise yapısı M.S 5. yüzyıla tarihlenmektedir.

ZEUS TAPINAĞI

Cennet Çöküğü'nün güney ucunda yer almaktadır. "Tapınağın ilk evresi Helenistik Döneme tarihlenmektedir. Dor düzeninde yapılmış olan Tapınağın kuzey duvarındaki insutu durumunda olmayan taşlara Hellenistik ve Roma dönemlerinde görev almış 130 din adamının adları yazılmıştır. Tapınak Hıristiyanlık döneminde kiliseye çevrilmiştir. Tapınağın güney kısmının duvarı mevcut değildir.

Kaynak :  https://muze.gov.tr/muze-detay?SectionId=CCO01&DistId=CCO

https://yigm.ktb.gov.tr/TR-10354/cennet-ve-cehennem-obruklari--mersin.html


Kız Kalesi, Erdemli Mersin




Kıyıdan yaklaşık 600 metre uzaklıkta bir adada inşa edilmiş olan Kız Kalesi, birçok efsaneye konu oluyor. 8 tane burçla korunan kalenin avlusunda kilise ve sarnıç bulunuyor. Karayla bağlantısı zaman içerisinde kesilmiş olsa da bulunduğu mahalleye ve plaja da adını veriyor. Kız Kalesi Plajı’nda denizin keyfini çıkardıktan sonra kıyıdaki balıkçı tekneleriyle kaleyi gezmeye gidebilirsin. “Ben kendime güveniyorum kaleye kadar yüzerim” dersen orası sana kalmış.



Eğirdir Gölü, Eğirdir Isparta




Deniz seviyesinden yaklaşık 917 metre yükseklikte bulunan göl, ortalama 14 metre derinliğe sahip olup en derin noktası 16,5 metre cıvarındadır. Kuzey - güney uzunluğu 50 km olan gölün, doğu - batı genişliği 3 - 15 kilometre arasında değişmektedir.

Ayrıca gölde iki küçük ada da var. Can Ada ve Yeşilada son yıllarda göl suları azaldığı için kıyıya ve birbirlerine bağlı durumdalar.



Kuyucak Köyü, Isparta




Isparta'nın Keçiborlu ilçesine bağlı Kuyucak köyü, Türkiye'deki lavanta üretiminin yüzde 90'ını karşılıyor. Torosların eteğinde, Isparta’nın yaklaşık 50 kilometre uzağına kurulu ve yalnızca 250 kişinin yaşadığı Keçiborlu ilçesine bağlı Kuyucak köyü Türkiye’deki lavanta üretiminin yüzde 90’ını karşılıyor. Özel eğitimlerden geçen köy halkı bölgede yaklaşık 40 yıldır sürdürülen lavanta tarımında birer ustaya dönüştü. 



Bölge ekonomisine ciddi bir girdi sağlayan lavanta bahçeleri, mis kokusunun yanı sıra mor rengiyle de görsel bir şölen sunuyor. Haziran, temmuz ve ağustos aylarında mis kokulu güzelliği görmek isteyen yüz binlerce yerli ve yabancı turist köyü ziyaret ediyor. 

Salda Gölü, Yeşilova Burdur




Salda Gölü, Burdur'un Yeşilova ilçesinde, ilçe merkezine 4 km uzaklıkta, ormanla kaplı tepeler, kayalık araziler ve küçük alüvyal ovalarla çevrili hafif tuzlu karstik bir göldür. Göller Yöresi içinde, dışa akışı olmayan kapalı havzalı yapıdadır.



Antakya Arkeoloji Müzesi, Antakya Hatay





Hatay Arkeoloji Müzesi, Hatay Müzesi ya da Antakya Arkeoloji Müzesi, antik döneme ait eserlerin sergilendiği bir sanat müzesidir. 28 Aralık 2014 itibarıyla Dünya'nın en büyük mozaik sergileme alanına sahip müzedir. Hatay, birçok dönemin ve medeniyetin kültür ve tarihi vesikalarını bünyesinde toplayan bir şehirdir. 

Müzenin esas zenginliğini Harbiye, Narlıca, Güzelburç ve Samandağ çevresinde yapılan kazılarda ortaya çıkan mozaikler oluşturuyor. Hatta bu müze, mozaik koleksiyonuyla dünyanın en büyük mozaik koleksiyonları arasında yer alıyor.

Side Antik Kenti, Manavgat Antalya




Manavgat’a 7, Antalya şehir merkezine 80 kilometre uzaklıkta konumlanan Side Antik Kenti, Pamfilya’nın en önemli liman şehri olduğu için birçok imparatorluğa ev sahipliği yapmış. Lidyalılar, Persler, Romalılar ve Bizanslıların izlerinin görülebileceği antik kent, tarihte bilinen ilk metropol olmasıyla öne çıkıyor. Side Antik Kenti’nin sınırları içinde 17 bin kişilik antik tiyatro, Apollon Tapınağı, şehre açılan şehir kapısı, hamamlar ve Vespasianus Çeşmesi bulunuyor. Şehir kapısının hemen yanında konumlanan Side Müzesi de buraya kadar gelmişken gezmen gereken yerlerden. Helenistik Dönem, Roma Dönemi ve Bizans Dönemi’ne ait eserleri müzede inceleyebilirsin.



Manavgat Şelalesi, Manavgat Antalya




Manavgat Şelalesi, Antalya'nın Manavgat ilçesinde, Manavgat Nehri üzerinde bulunan ünlü bir şelaledir. Antalya'ya 72 km mesafededir. Manavgat ilçesinin 3 km kuzeyinde bulunan ve adını bu ilçeden alan şelale, ırmak sularının 3–4 m'lik bir falezden düşmesiyle meydana gelir.


Ayrıca piknik malzemelerini hazırlayıp şelale çevresindeki alanlarda piknik de yapabilirsin. Manavgat Şelalesi’nde rafting ya da kano gibi su sporlarını da deneyimleyebilirsin ya da jeep safari turlarına katılabilirsin.

Damlataş Mağarası, Alanya Antalya




Damlataş Mağarası, Antalya'nın Alanya ilçesinde deniz kıyısında bir mağaradır. Alanya şehir merkezine 3 km uzaklıkta ve tarihi Alanya Kalesi'nin batı kıyısında bulunmaktadır. 1948 yılında liman inşaatında kullanılmak üzere taş ocağı olarak tespit olunan bugünkü yerinde, bir dinamit ateşlenmesi sonucu bulunmuştur.



 Ülkemizde turizm için açılan ilk mağara olan Damlataş, normalden yaklaşık 10 kat daha fazla karbondioksite sahip olması ve nem oranı sayesinde özellikle astım tedavisi için çok ideal bir ortam sunuyor. Astım sorunun için mağaraya gitmek istersen önce doktorundan rapor alman gerekiyor. Bu rapor sayesinde mağaranın turistlere açılmasından önce girmene izin veriliyor. Çeşitli egzersizler içeren tedavi yöntemi 1954 yılından beri uygulanıyor.


Noel Baba Kilisesi, Demre Antalya




Noel Baba Kilisesi" Demre'de bulunan, "Noel Baba" olduğuna inanılan Aziz Nicholaos'ın ölümü ile yapılan kilise. Noel Baba'nın ölümünden sonra bir süre burada yattığı daha sonra kemiklerinin İtalyan denizcilerce Bari'ye götürüldüğüne inanılır.




Karain Mağarası, Antalya




Karain Mağarası, Türkiye'nin en büyük doğal mağaralarından biridir.

Denizden yüksekliği 430-450 metredir.

Antalya'nın 30 km kuzeybatısında eski Antalya-Burdur karayoluna 5–6 km uzaklıkta bulunan Yağca köyü sınırları içinde bulunur. Antalya'ya uzaklığı 27 km'dir. 1946 yılından beri kazılar yapılmaktadır.

Yapılan kazılardan, bölgenin günümüzden 500.000 yıl kadar önce de yerleşim merkezi olarak kullanıldığı sonucuna varılmıştır. Türkiye'nin içinde insan yaşamış en büyük mağarasıdır. Karain Mağarası, Anadolu ve Yakın Doğu tarihi açısından önemli bir paleolitik merkezdir.

Ayrıca, verdiği bitki ve hayvan kalıntıları ile Batı Akdeniz'in eski çevresinin ortaya konmasında önemli bir rol üstlenen Karain, çevresindeki diğer mağaralarla birlikte doğal ve kültürel özellikleri dolayısıyla karma sit olarak Dünya Miras Listesi'ne önerilmektedir.

Kaynak : https://muze.gov.tr/muze-detay?sectionId=KRM01&distId=MRK

Taşköprü, Yüreğir Adana




Adana'nın simgesi olarak kabul edilen köprü, bir Roma dönemi eseridir. Taşköprü'nün Roma İmparatoru   Hadrianus tarafından yaptırıldığı ve Roma İmparatoru I. Justinianus zamanında ciddi şekilde onarıldığı aktarılmaktadır. Seyhan Nehri üzerinde bulunan, aslen 21 gözlü olan köprü, Seyhan Nehri'nin ıslahı sırasında 7 gözünün toprak altında kalmasıyla 14 gözlü olarak hizmet veriyor. İlk yapıldığında yarı yarıya daha dar olan köprü daha sonra genişletilmiştir. Köprünün her iki girişinde de şu anda mevcut olmayan taç kapısı olduğu bilinmektedir. Osmanlı döneminde birkaç kez onarılan Taşköprü, günümüzde de hizmet vermeye devam etmektedir. 310 metre uzunluğundaki köprünün genişliği 11.40 metredir.





Yedi Uyurlar Mağarası, Tarsus Mersin




Kuran-ı Kerim'de Kehf Suresi'nde sözü edilen bu mağara Müslüman ve Hıristiyanlarca kutsal sayılır. Mağaraya 15-20 merdivenle inilir. Eshab-ı Kehf Mağarası'na ait bir efsane halk arasında anlatılır.

Efsaneye göre; mitolojik tanrılara inanışın, gücünü kaybettiği dönemlerde, tek Tanrıya inandıkları için eziyet edilmekten kaçan Hıristiyan dinine mensup Yemliha, Mekseline, Mislina, Mernuş, Sazenuş, Tebernuş ve Kefeştetayuş adında yedi genç, Putperestliğe dönmeyi kabul etmediklerinden Rum Hükümdar Dakyanus'un huzuruna çıkarılırlar. Bu hükümdar, Putperestlik dinine bağlı kalmalarını, aksi takdirde kendilerini öldürteceğini söyleyerek birkaç günlük zaman verir. Köpekleri Kıtmir ile birlikte bu yedi genç ölümden kurtulmak için verilen süreden faydalanarak kaçarlar ve bu mağaraya sığınırlar. Allah tarafından kendilerine 300 yıl süre bir uyku verilir. İlk uyanan, yiyecek almak için kente gider ama elinde bulunan zamanı geçmiş para yüzünden yakalanır. Yakalayan parayı nerede bulduğunu sorar ve kendisini oraya götürmesini ister. O da yalnız olmadığını yedi arkadaşıyla beraber mağarada kaldığını söyler. Onunla birlikte mağaraya geldiğinde yedi yavru kuşun tünediği bir yuvadan başka bir şey göremezler. Bu nedenle burası Yedi Uyurlar Mağarası diye anılır."



Halk arasında Ziyaret Dağı olarak bilinen dağ, konik biçimi ve topografik görünümü itibariyle doğal bir özellik arz eder. Mağara 300 metrekare büyüklüğünde 10 metre yüksekliğindedir. Mağaranın içinde 3 tünel mevcuttur. Eshab-ı Kehf Mağarası'nın yanına Osmanlı Padişahı Abdulaziz tarafından 1873 yılında bir mescit yaptırılmıştır.

Kaynak : https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/mersin/turizmaktiviteleri/eshab-i-kehf-yedi-uyurlar-magarasi


Yorum Gönder

0 Yorumlar